İttiniz en tepeden, olanca gücümle düşüyorum bi' hevesle altımdan çektiğin dünyaya.
Yukarıdan gökyüzüne kapaklanıyorum. O okul bahçesinde takılı kaldım ben, üstüne ne yaşadıysam o anı silip atamıyorum. Saçlarım değiyor kara deliklere, kirpik uçlarımda yıldızlar bana gidemediğim her yer kadar yakınsın, ve çok uzaksın; en az gittiklerim kadar. Hep geç kalışın başka birine yetişme telaşınmış o bahçe ortasında dikilirken gördüm. ve sırf ben değildim, tüm çocuklar gördü, sen gördün, allahın belası ağaçlar gördü. O çocukluğumu yaka paça aldın omuzlarımdan, hava soğuktu ısınamadım. Hiç istemedim, büyüttün. Sen bile beni acıtıyorsan ben kendime neler yapmam'dı artık, her şeye yumruklarımı sıkarak başladım. Ben de orada yapayalnız durup olası felaketlere deprem oldum. Yaşadıkça ölünmüyor, denedikçe ölünmüyor, kaza ile ölünmüyor; o çok inandığım insanlığın bittiğini gördükçe öldüm. Aramızda birkaç harf, yüzlerce kilometre ve bir rüya var. Raf ömrünü doldurup söylenmeden çöpe atılmış kelimeler var. ve bazen öyle zor ki. bazı geceler gökyüzü çekip gitmiş gibi. Hatırlayamayacağım kadar çok zaman geçsin istiyorum. Her ne ise, Fakat siz, Dengesizliğimi Beni incecik bir ipin üzerinde yürümeye zorlamadan önce düşünecektiniz. M.E
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|