O köprüye attığın adımlar çok büyük, çok emin ve biraz durup derin nefes alsan hissedeceksin; çok sallanıyor.Altından geçen sular birbirine karıştıkça daha da gür, daha da dalgalı kalıyor birikmişlikler. Gerçek, yerle sen arasında bir yerde gizlenmiş ve en çok cılız hayallerinin göğsüne batıyor.Bir bağının olmadığı yerlerden kopamıyor, kafanı tamamen bura'ya çeviremiyor, elinde olmayanları bir türlü aklından atamıyorsun.Biraz inatçılık, biraz delilik, biraz çocukluk, biraz şikayet var tüm hareketlerinde. Budapeşte'de bıraktığın bir kutu kibrit oluyorsun, Prag'da bir şal, Venedik'te turuncu bi içki, Slovakya'da sessiz kahkaha, Paris'te hayal kırıklığı bir umut çıktığın yolların hepsi dolanmış ayaklarına asla onlarsız ilerleyemiyorsun. Siyah bir boşluk hayal et gözlerini kapayıp. O şarkı hala çalıyor kulaklarında ve sözleri hala dokunuyor anılarına. İstediğin kadar ileriyi planla, birkaç sayfa geride bıraktığın olay örgüsü baştan sona değiştiriyor kitapları. Peki bir zaman dilimi benim göğsümün ortasından kaldırıma dökülüyor ve bu sabah dünyanın en soğuk kışı, içimden çıkıyorum -da, bu yara kapanınca geri dönemeyecek miyim kendime ben? Peki, küçük bir çocuk ellerinden alınmış küçük bir ayıcık özlemine uyumaya çalışırken her gece kabus görmeye devam ediyor, bütün bunların kışla mı alakası var yoksa her zamanki gibi arkamızı dönüp anlamadım diyip işin içinden çıkıp gitmek mi gerek? Siyah boşluk bir hayalden ibaret değil, aynaya koş ve gözlerine bak ikinci saniyesinde fark edeceksin; simsiyah bir şey var ruhunun olması gereken yerde ve elindeli tek beyaz şansını kaçırdın. Benim için umut, umutsuzlukta gizli. Bunu illa söylemem mi gerek? M.E "i am afraid that if i open myself i will not stop pouring. (why do i fear becoming a river. what mountain gave me such shame.)" -Jaime Oliveira
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|