Bir yerin göğe varışı,bir çiçeğin sulanışı,bir çantanın parkeye bırakılışı,bir fermuarın sıkışışı,bir noktası gıcırdayan koridor fayansı,bazı yerlerden silinemeyen anılar,tükenen kalemlerin suda dağılan teminatları,verilmiş sözlerin öksüz kalışı.Yanından geçerken ellerim sana dokunsun istedim.Herhangi bir şeyin inkar edilemeyecek yaşanmışlığına dahil olalım istedim.Al bu benim sana armağanım,hayatında izim olsun istedim.Sesinde sabah kahvesi tadı.Ellerim soğuk,ellerime iki şeker konulmuş,kahvem yerine aklımı karıştırmışım gibi bir sabah.-her sabah-
Annemse hiç hoşlanmadı benim bu karın doyurmayan ufak zevklerimden.Sabah sabah kahve mi içilir-ler, akşam akşam bu kaçıncı kadeh-ler, kendine bir türlü iyi bakamadın-lar. Bu evin içine sığanlar kilitli kapılar olduğu için mi sonsuza kadar yanımda duracaklar.Annemin odasının anahtarı bir kez olsun kaybolmuş olsa,o da senin gibi benden vaz geçip gidebilir miydi? Tüm bu kapı kollarının insanlara tanıdığı 'gitme' özgürlüğü de neyin nesi. Bu bir soru değil. Kendini kurcalamaktan yorulup dışına bakmaya başladığında ellerin yakında olan şeylere tutunmak isteyecek ve ben ta içinde kalacağım senin.İki insan arasındaki tek uzak mesafe,iki insan aklındadır ve akıllarda büyüyen mesafelere hep bir başkası dahil olur. Ama bak,kimseye bir yerden gidiş bileti alıp keşke kalsaydı diyemezsin. Belki güçlüyüzdür. Beni dizlerine yatır,hayata yarım bıraktığımız yerden başlamanın bir yolunu bulacağız. Melis.
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|