Ben hiç anlamam ama toplumlar öyle diyor.Zaman geçtikçe materyallerimiz güzelleşip biz biraz daha çirkinleşiyormuşuz.Ben pek üstüne düşünmem ama sanırım geçenlerde dalıp gittiğimde buna da ağladım biraz.Ama beni ilgilendirmez, toplumlar da benden uzak.Hem hangi toplumlar ki.Ne zaman yaşamışlar nasıl görünmüş nasıl düşünmüş neyle yönetilmişler onlar bilmem ben.Bilmediğim şeyler hakkında konuşmayı da hiç sevmem ama kaç sefer oldu kendimi konuşurken yakalıyorum.
Komünistleri bir türlü sevemedim.Zaten diğerlerini de sevmiyorum ama komünistleri hep daha fazla.Pasif direniş olan sadece aşk değil , aynı zamanda örgütlenmek de bir pasif direniş.Ordan oraya koşmalara bağırmalara ne anlam veriyorlar bilmiyorum.Ama ben de kendimi sokakta onlarla buluveriyorum.Hayır bence bu sefer de yönetimi çizgifilm şehirlerindeki başkanlara benzer yapabilecek bir adam çıkmayacak ülkede ama ben de kalkmış kişiliği yerle bir yaşayan adama karşı duruyorum.Ne yapmam diye düşünsem yapıyorum ve insanlardan çok kendimle ayrı düşüyor fikirlerim.Bu bir hakaret yazısı değil şahıslara ama bu bir çırpınış kendi kendime mesela.Kimse kimseye anlaşılmak için konuşmaz ben de bunu yapmıyorum ama ben yapmazken aynı anda kendimi daha da yorucu hale getirmenin yollarını buldum.Şarkıları dinlerken insanların gölgeleriyle oynayıp hayatlarını tahmin etmece diye bir şey geliştirdim ve bu bir gidiş şekli değil kırgınlık koluma giriveriyor bazenleri.Ben de anlamıyorum neden bu ülkeler bu kadar değişiyor.Neden bu insanlarda böyle çok bilmişlik varken ortada bilinen hiçbir halt yok.Ben ayrıca nasıl çorba yapılacağını da bilmiyorum diye hazır çorbaların lezzetli olduğuna inanıyorum.Baksana bana ben her şeye inandırabilirim kendimi. Olanları içselleştirme eğilimim var.İçinde kaldığında kocaman olup yeşeriyor tüm ağaçlar, sen hiç denedin mi bilmem ama bu yüzden bu kadar hayal var benim midemde.Kelebeklerimi herhangi bir insana bağlayabilmem de bu yüzden.Birinin bir ara mideme yerleştirdiği şey aşk, ama kim o bilmem ve o olmasa da içimde aşk.İçimize birilerinin bıraktığı, kendisinden sonra kim gelse doğaları gereği uçan hayvanları başkalarına adıyoruz.Çok da önemli değil ama devlet meselesinden daha rövaçta.İçimizde ayrı dışımızda ayrı durursak nasıl gidecek bu yollar bilmiyorum.Ters izlemeye çalışıyorum tüm sıradanlığı.Güneşe baktğımda gözüm acımıyor güneş bana baktığı için acıyor.Yollarda yürümüyorum yolların ayaklarım altında yürümesini izliyorum.Gibi.Böyle karman çorman.Bu ikileme çok saçmaymış. Geçmişten de bahsetmek istiyorum.Artık kafamızda yeniden yazıp durduğumuz bir hikaye geçmiş.Sürekli başa sarıyoruz ve bizi nasıl mutlu edecekse öyle cümleler kurarak anlatıyoruz.Geçmiş geçmiyor kimse bırakmıyor ben de mesela bir arkadaşımla habire geçmişten konuşmayalım diye bitiriyorum geçmişe dair konuşmalarımı.Enteresan insanlarız. Bir oda içinde ne kadar eşya varsa bana tasvir et.İçinde olduğun odanın sıcaklığına kadar anlat.Döşemeleri, tabloları, tüm renkleri ve kitap başlıklarını.Pencereden bakınca ne gördüğünü.Neden sana bakınca seni göremediğimi anlat.Biraz yardım et çünkü başka şekilde yaklaşamıyorum sana.Pasif de direnilmiyor bu düşünceye aktif de.Ne zaman burda olman gerekse hiç yoksun.Ne zaman tanışmamış olsak daha iyi olurdu desem bunu düşündüğümde acaba kalbi sızlıyor mudur diye soruyor bir şey midemden.Belki benim acıkma şeklim bu ve ben adına seni sevmek diyeceğim.Ne zaman geleceksin bilmiyorum,neredesin, gözlerin ne renk bilmiyorum.Şuan aklına geliyor muyum? Beni burdan uykuma götür belki ilk kez senle uyuyabilirim. Şarkı Melis Erdoğan
1 Comment
skynim672
21/7/2014 10:31:55
"Bir oda içinde ne kadar eşya varsa bana tasvir et.İçinde olduğun odanın sıcaklığına kadar anlat.Döşemeleri, tabloları, tüm renkleri ve kitap başlıklarını.Pencereden bakınca ne gördüğünü.Neden sana bakınca seni göremediğimi anlat.Biraz yardım et çünkü başka şekilde yaklaşamıyorum sana."
Reply
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|