O koku bana biten bir şeyleri hatırlatıyor
bu hisler henüz bitmediklerini. Kendi kendimle oturup konuşmaya çalışıyorum iki gün öncesi aklımdan çıkmıyor. Ellerimi kaldırıyorum avucuma dolsun yağmur damlaları diye birden güneş açıyor. Çok ağır bunların hepsi, çok hafif. Haksızlık diye bağırmak istiyorum ama bağırmak en çok susmak kadar etkili. Bak diyorum, böyle iyi, böyle huzurlu, her gece bir beklenti, her gece kafamda saatlerce dönüp duruyor olanlar ve hayır diyorum, böyle olmaz, bana bölük pörçük bir huzur gerekmez, her gece tüm günden kaçar gibi sığınamam kafamdakilere. O koku bana hem bildiğim hem hala öğrenmeye devam ettiğim şeyler hissettiriyor yaza doğru yüzüme vuran anlık esintiyi, böğürtlen kokusunu, bazı fotoğraf karelerinde sadece makineyi tutan kişi olduğumu, itinayla düşünülüp söylenmiş sözlerde hala saklanan umutları, o koku bana ne kadar tükenmiş olsam da hiç bitemediğimi - Bakma yollarının o kadar yorucu olduğuna. Senin ayaklarında artık adım atacak güç kalmamış. Sırtındakine yük diyorsun, elinden tutan kimse olmadığı için belindeki ağrılar. Ne kadar farkında olursan ol bazen sen de unutur gibi devam etmek istiyorsun. Ne kadar iyiysen, bi o kadar eksik hissediyorsun. Böyle bir şey asla olamaz diyorsun. Aslında her şey öyle oldu. İnsan en çok her cümleyi her anlama gelecek şekilde kurduğu zaman hiçbir şey söylememiş oluyor. Ben senin söylemediğin şeyleri de biliyorum. bi de benim sesimden M.E
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|