Some things in life,they can not be fixed. Bu kadar. Kaç dil konuşabilirsen bil, kaç kişi tanıyorsan tanı, kendinden ne kadar eminsen de, ne kadar yara almışsan ve kapanmışsan kendi içine, gece yarısı deftere ait olamayışlarını ağlıyorsan; bu kadar. Bu kadarsın. Bak,ölüyoruz. Bazen doğamıyoruz. Bazen çok zor doğuyoruz. Bazen hayattaki her şeyi bilesimiz geliyor, ama belli ölüm tarihlerimize katlanamıyoruz. Hastalık kadar, silah kadar, kalbimizin kırıldığı kadar, imkanlarımız kadar'ız. Bize kimin verdiğini anlayamadığımız imkanlar. Kim? Kimin geldiğini,nereye gittiğini,neden kalamayacağını; kimin gelmeyi bir türlü beceremediğini, ve neden asla kimseye güvenilmeyeceğini sorgulayıp duruyoruz. Saat 22.32'lerde, 00.49'larda, Ayın 20'lerinde, 1'lerinde, 5'lerinde, şehirlerden birinde, aklımızda her şey ile. Buraya kadar. Benim için en azından. Kendimi var olmaya mecbur bırakılmış hissetmekle varolmaktan duyduğu hazla şarkılar söyleyen iki kadın arasında gidip gelirken buluyorum. Ben bile, kendi kendimden gidebiliyorum. Hiç anlatamıyorum. Anlatmakla ilgilenmiyorum. Bir kez-'hayatımda ilk defa'-istiyorum ki karşıma çıkan şey hep orada durabilecek kadar güçlü olsun. Olmuyor. Herkesin öldüğü tarih farklıdır. Bazılarının ölmesi için,ölmesine gerek yok. Yaşamak için de,yaşamasına. Bu kadar basit ve karışık. Gördüğüm şeyleri unutamıyorum. Çok fazla titremeye başladım. İyileşemiyorum. Anlatamıyorum.Anlatasım gelmiyor. İyi şeylerin olma vakti de gelmiyor. Vakit korkma vakti. Tüm dünyadan. Ne kadar sınırsız, ve ne kadar kapana kısılmış olduğumuzu anlamak lazım. Anlayasım yok. Ağlayasım var. Ağlayamıyorum. - Gitmeden önce,kalmak için elimden gelen her şeyi yaptığımı bil. Melis E.
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|