Saat 3'te evinden uzakta olan herkes biraz yolunu kaybetmiştir.
Bizim sarsılmaz dayanaklarımız en çok o sıralar sallanmaya başlar. Ya baş ağrısı ya da diş ya da anlam veremediğimiz bir iç ağrısıyla çıkar gideriz. Önce ellerimiz titrediği için mi kaçtık diye düşünür, Sonra kaçtığımız için üşüdüğümüze karar veririz. Uzun yolları yürüsek, saatlerce soru sorsak da kendimize, Neticede bir çıkmaza gireriz aklımızın içinde. Ardı arkası kesilmez tekrar ve tekrar kafamızın içinde yankılanan hakaretlerin. Araba farlarının, aydınlık tek şey olduğu sokaklardan o saatlerde yürünür. Ve o saatlerde zaten çoktan gitmiş olduğumuzu anlarız. Daha iyi bir gidiş için burdaymış havası verdiğimizi herkes bilir -di eğer bizle ilgili bilmek istedikleri şeyler olsaydı. Tescillenmiş boşluklarda ilk adımlarımızı atarken önce kendimizden tiksiniriz. Sonra boşlukta kala kala boşluğa alışmış adamların boş yaşamlarını savunuş felsefesini dinleriz. Yeri gelir hak veririz. Ama o yere gidemez, o yerden gideriz. Sonunda evin yolunu bulduğumuzda artık bir ev de olmadığını anlarız. Yine ufak dönüm noktalarından biri vardır karşımızda. Her şeyin bizi bıraktığı, her şeyin kırılgan akıllarımızı sikip attığı, ama her şeyi bizim mahvettiğimizi savunan bir dönüm noktası. E oturup ikna edecek değiliz o yaşları da çoktan geçtik. Kalkar gideriz saat 3'te aile masasından, hayali mekanlardan ve en gerçek olanlarından. M.
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|