Taşları kırık dökük kaldırımlar üstünde dengece durmaca oynar gibi yürü gecenin bir vakti.
Karanlığın dolduğu her çatlak, gün ışığı vurduğu an bomboş görünecek. Pasif bir sevgi bekliyor seni bir yerlerde. Sakin ama rahatsız eden bir duraksama, aklına ani ve ayrıntılı planlar iliştiriyor. Zaman kazan. Şiddeti belirsiz bir adımla başla aklına takılan şeylere; belki biraz da sarhoşlukla. Tüm yüksekliklerden yere çakılır gibi bitirdin seni buraya bırakan geçmişini. Kekeme kelimelerini yut, saflığın sahibiyet ile yıkılışını, toparlamakta güçlendiğin hayatının merkezine oturt. Birkaç kere kırılmanın, birkaç kere kırmanın;sıklıkla hayal kurup nadiren gerçekleştirebilmenin üzerine bıraktığı o hayalet ten renginden kurtul en başta. İnat edip tutunduğun kemikleşmiş inançlarını kır ve tam da hiçbir şeye inanmazken inanmak iste birine. Sağlam bir duruş yerleştir omurgana. Ne istiyorsan o olmanın ve onu yapabilmenin aldırdığı nefes nasıl da hafif? Tüm kadınlığına ve erkekliğine, benliğine, çocukluğuna, geleceğine, hiç adını anasın olmasa da geçmişine bile; örtbas edilmiş itirafları ayıkla ve her ne istiyorsan onun sözünü ver. Parmakların hep soğuk kalmasın diye sıcak bir kenetlenmeye aç artık kendini. Kimse söylemez bunu ama, soğuk, zamanı bile dondurur belki. Bilinci yitik bir sokağın en çıkmazında kendine rastlamamak için bir anlaşma yap. Uyanmanın hiç sırası değil biliyorum ama uyan, bir şeyler yap seni heyecanlandıran. İnsan önce, özgürleştirmeli ve sonra başka özgürlüklerde bulmalı kendini. M.E
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|