Söylemediklerimi dinle, duyacakların yine anlattıklarımdan fazlası olabilecek mi? Her kelime arasına parça parça gömdüğüm beklentiler var. Hani saatlerce susmadığım gecelerin sabahında kalbimiz kırılacaksa bile toparlarız diye anlaşma yaptığımız zamanlar gizli saklı bahsettiğim beklentiler. Hayır, aslında hiçbir şey istemiyorum.. diye başladığım cümlelerin ortasında boğazıma dizilmiş yaşananlar. Hani kafamda tekrar tekrar yankı yapan süresi dolmamış yeminler. İnanç sistemi yıkılmış çocuklardan ibadet bekleyen günlük hayata inat diye yapıp durduğumuz iki kişilik planlar. Ben demiştim demek istemem ama nedense ben hep kendi kendime dediklerimi buluyorum her yolun sonunda. Ve vardığım yerlerden hoşnut değilim ama geri dönemiyorum başladığım yere de. Ayıp olmaz mı yara bere içinde kalmış ayaklarım, yüküme yenik omuzlarım, soğuktan sertleşmiş kaburgalarım ve yine de geri dönelim diye el uzatsan tutmaya çalışacak parmak uçlarıma? Hep bu kadar hissizleştikten sonra bir avuç dolusu tepkisizlik, avuç dolusu umursamazlık, hep senin savaşmaya bile çaba harcamadığın yazgı yenilgiler kalıyor bana. Olduğum yerle bir olmuş ve etrafımda değişen hayata asla hayır diyemiyormuşum şimdi. Ellerim yukarıda gizlice dua ediyorum birilerinin Tanrısına. Varsan bana da yardım et diye. Ben ne yapabileceğimi bilmiyorum ama n’olur olsun bir şey diye. Göğüs kafesim acıyla dolmasın diye içime çekip durduğum sigara dumanıyla bakıyorum etrafıma. İnsanlar hep insanlarla gibi duruyor ama kimse kimseye ait değil. Sigara yerine ayrılıkları yakıp yok edecek geceleri ateşe vermek vardı da şimdi-çakmağım yalnızca kendine yetiyor. Ama artık bu kadar toparlanamayacak bir dağınıklığın ortasında dururken kendime belki de tutmak için deli gibi çaba harcayacağım tek sözü veriyorum.
"Sonsuz olduğunu bilene kadar olduğum yerden santim kıpırdamayacağım." ve avuçlarım sımsıkı kapalı. verdiğim söze dua süsü vermeden avuçlarımda öldürüyorum. Avuçlarımda bir metaforu yok edip, bana emin ve sonsuza dek gelinmediği sürece asla adım atmayacağıma kendimi inandırıyorum. Işık hızıyla uzaklaşan bir anının, açılan mesafeye rağmen sahip olduğu sıcaklığı koruyan imgesiyim. Olduğum yerle baktığım yer arasındaki mesafede kendi kendimi yitiriyorum. M.E
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|