Çaresizlik neye benzer; çaresizlik nereye, kime benzer?
Sen mi yazdın tüm bunları? Peki bu lafların hepsi sana mı ait? Bu heceler, harfler, kendi sesin senin mi, peki ya düşüncelerin, hissettiklerin? Hayatındaki her dönüm noktasının sebebi insanlara benzemiş olmaktan korkuyorsun. Sırf bu korku yüzünden insanlara değmeden yürüyüp gitme isteği içinde büyüyor. Sırf bu korku yüzünden eskiden koşulsuz hissedebildiğin duygular artık belli şartlarla gerçekleşiyor. Kimsin sen? Kendine ne kadar çok benziyor, ne kadar eğreti duruyorsun kendi vücudunda? Ellerinde neler kaldıysa ve canın en az nerede yanıyorsa onlara sarılıp her gece hep daha uzaklara yol yapma hayali kuruyorsun. En çok nerede kırgın hissettiysen artık orada kızgınlıktan kendini yitiriyorsun. Bu gözler önünde olduğunu kanıtlamaya çalıştığın şeyler yalnızca senin gözlerine görünüyormuş, yeni fark ediyorsun. İnsan belki de her şeyi, neresinden bakıyorsa yalnızca o kadar görüyordur diyorsun. Sana bir tek veremediğin kararların beklentisine giren insanların kalp kırıkları nesnel görünüyor. Bir tek insanların dudaklarını hiç kıpırdatmadan fısıldadıkları "sen" beklentisini karşılamamış olmanın net olarak farkındasın. Gerçekten güvende olduğumuzu hissedene kadar yola devam mı edelim? Sen burada şikayet etme, anlatma, sesini çıkarma, ulaşma ve görünür olma. Burada yalnızca iskeletini çirkinliklerin ayakta tuttuğu adamlara yer var. Ve sessizliklerini yüceltenlerden hep birkaç adım geride olacağın gerçeğine alış. Övünmediğin hiçbir şey gerçekten övgüye değer değildir ' dünyası bu. Kalabalığın gerisinde kendi saçmalıklarına çözüm olamazken ve bir avuç gözyaşında boğulduğunu hissederken yalnızca göründüğün kadar gerçek olduğunu bil. Aklı karışık kadınların kendilerine tezat bir dünyada adım atarken tökezleyip durduğunu yalnızca onlar gibi olanlar görüyor. Kalabalık sessizliklerde, gürültülü boş sokaklarda, banksız parklarda, çok leş insanlarla dolu evlerin küllüklerinde, bar tuvaletlerinde söndürülmüş sayısız sigara izmaritin var. Belirsizliğin çürük kokusu mideni bulandırıyor sonra yine her yerde dağınık duran bu bulanıklık arasından sıyırmaya çalışıyorsun bazı kelimeleri. -sayfalar çoğalır, sonlar değişir. Bir Tanrı var ise eğer, tutarsızlıkların ve ironilerin Tanrı'sı olmalı. Bütün gücüyle havayı içine çekti çocuk ve tekrarladı " peki eğer Tanrı varsa, neden bir sonuca varamıyor?" Çaresizlik tüm çarelerin bir yerlerde gizli olduğunu iddia eden koca bir tarih boyunca, çare bulamamışların kanıyla yazılan yenilgidir. M.E
2 Comments
şişe bira
21/12/2018 01:39:30
püf ne çok şey yazmışsın yine, psikolojik bir öz terapi mi bu yoksa felsefik birşeyler mi? bu kez türkçe bi başlıkla başlamışsın ama yine de sadece görsem bile senin yazdığını anlatan o şekilci anlatımın var. kelimelerle oynamayı seviyosun sende, hatta bundan faydalanıyorsun .. belki de hoşuna gidiyodur bilemiyorum
Reply
Melis
22/12/2018 11:57:51
Felsefeden çok kişisel terapi derdim sanırım ama iyiye giden türden değil nötr olup da bırakamadığın türden bir terapi. :D Galiba cidden benim yazdığımı belli eden bir şeyler oluyor tüm yazılarımda ya. Sincap olabilirdi bu arada, hayır demem. Bir de, okumaya devam etmen hoş.
Reply
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|