Her yarınla başka günlerin beklentisine düşer, her gün sonunda sabaha göz açmaktan yorulur. Bazı sancıların acıtmadığı ama süründürdüğü koridor fayanslarında anılar tuzla buz durur. Bazen soğuğundan taş kesilmiş ellerine artık dokunamasa da geçmişten bir örtü olur sarılır şehir.
Ne zor özlemek. Ne kolay yok saymak. Uygun bir mesafeden hep ufacık görünür koca koca iç hesaplaşmalar. Sağ şeritte son sürat, solda durur gibi akar insan trafiği. Bir yere ulaşmak değil, ulaşılan yerin son durak olmaması oturur içine en çok. Kirpik uçlarımdaydı hani huzur? Hani parmak izlerime dokundukça daha kalıcı olacaktı tüm yeminler? Bir baş ağrısı gözlerimden dolup taşana dek şakaklarımı zorlar her gece. Çünkü her gece artık affetmek için can attığım hataları yapan ama asla özür dilememiş insanlarla dolu. Affetmek için fırsat beklerken, af dilememiş yüreklere nasıl güvenilir? Sıkıntı hayallerin gerçekleşmemesinde değil Sıkıntı gerçeklerin asla hayal ettiğimiz gibi olamamasında. Bir insan bir insana nasıl hem bu kadar yakın hem böylesine uzak- M.E
0 Comments
Your comment will be posted after it is approved.
Leave a Reply. |
Melis Erdoğan
Bu blogta yer alan her yazı, içerikte aksi belirtilmedikçe (alıntı vb.) blog yazarına aittir. dontfinishanyht©Copyright Tüm Yazılar
February 2024
|